31 Mayıs 2012

II. Gelidonya seferi...


Her sene 19 Mayıs'ta geleneksel olarak gezi yapıyorduk, bu sene kısa bir gezi planladık. İki yıl önce çok yaklaştığım ama varamadığım (I. Gelidonya Seferi) Gelidonya Deniz Feneri'ne varmak üzere II. Gelidonya seferine çıktık...


Cuma akşamı saat 6 gibi Ortaca'dan 8 motor olarak yola çıktık. Yoğun yağmur altında ilk durağımız olan Kaş'a vardık. İlk önce kalacak yer ayarladık. Anı motel küçük ama temiz bir otel, kişi başı 20 TL, kahvaltı dahil konakladık. 


Otelin dışarıdan görüntüsü...


Bu da odamız...


Islanan eşyalarımızı soyunup, dökündükten sonra karnımızı doyurmak üzere çarşıya indik.


Yemekten sonra tekrar odamızdayız, Teo tv izleyerek uyumayı tercih etti...


Ben biraz balkonda takıldım.


Ertesi sabah terasta kahvaltı.


Terastan, Kaş ve deniz manzarası.


Hava yine yağışlı, o yüzden yağmurluklarımız giydik. Resimdeki kırmızılı Teo, aynı yağmurluktan bende de var, bunları giyince teletubbies'lere dönüyoruz :))






Yol şartları resimlerde görüldüğü gibi....




Kumluca'dan Gelidonya yoluna sapıyoruz, yol oldukça kötü, motorlar çamura bulandı...
Burası da geçen sefer gelip geri döndüğüm yer. İki kilometrelik patika yol var. Burda, bu yolu sonuna kadar KTM'si ile giden Bayram'ı ve yolun dörtte üçünü Tenere'si ile giden Teo'yu tebrik ediyorum.Yol bazı yerlerde yürüyerek bile zor geçilecek kadar daralıyor. Ben bu yola kadar geldim, yan çantalardan dolayı risk almayıp son iki kilometrelik patikayı yürüdüm. Bu patikaya kadar gelemeyen BMW'lere birşey demiyorum :))
Bu da buraya kadar gelip, s...terim Gelidonyasınıda, fenerinide deyip motorunu buraya atan arkadaşın bıraktığı motor :))
İşin ilginç yanı biraları yukarıya kadar benim elimde taşımam. Bayram'la Teo'ya bira vermeyecektim ama acıdım...






Fener ve manzarasının fotoları, her insan bir kere gelmeli buraya, bir kere gelen yolundan dolayı bir daha gelmez zaten...

Efes, isterse bu fotoyu kullanabilir, tabi telif hakkını ödemek kaydıyla...





Kamp için gelenler bu köşkün üstüne çadır kurabilirler, ama bir çadırlık yer var ona göre.



Gelelim dönüş yoluna, ilk önce Bayram'ın motoru çeviriyoruz.


Şimdi sıra Teo'nun Tenere'de....



Ben yürüyerek indiğim için onlar benden önce varıyorlar patikanın ucuna.



Korsan koyu ve Africa Twin...




Bir yemek molası ve sıradaki hedef Adrasan...
Adrasan plajına bir göz attıktan sonra, sırada Olympos, Kadir'in Ağaç evleri.
Biz Teo ile çadır olayına giriyoruz, diğerleri çadır ile uğraşmayıp evlerde konaklamayı tercih ettiler.

Zihni sinir Teo orda bulduğu bir hortumla egzozundan yatağını şişirme işlemine başlıyor. burda esas dikkat çekmek istediğim nokta; diğer egzozun ucuna tıkadığı erik :)
Çadırları kurduktan sonra plaja doğru bir yürüyüş yapıyoruz.

Antik kentin içinden plaja çıkış noktası.






Plajda biraz oturup geri dönüyoruz.


Şimdi yemek zamanı, yemek bu şekilde; 6-7 çeşit yemek salata v.s. var, doymazsanız tekrar alabiliyorsunuz, bir nevi açık büfe...

Yemekten sonra ateş başında bira keyfi, sonra çadır bizi bekler.


Sabah kimse uyanmadan çekilmiş fotolar...
Gece yağmur gibi çiğ yağmış, motor sırılsıklam....



Burası da kimsenin kalmak istemeyeceği ağaç ev, bir kütüğün üstüne oturtulmuş ve biraz yüksekçe...





Dönüş yolunda kalkan manzarasında bir mola veriyoruz....

Fethiye'den önce son bir mola daha veriyoruz sonra herkes evine...

Bu geziye katılan ve emeği geçen herkese teşekkürler.....


 

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Güzel zamanlardı. İyiki gezmişiz iyiki birlikte yolculuk yapmışız❤