14 Eylül 2009

* Africa Twin against the Black Guardians... (Africa Twin Siyah Gardiyanlara karşı...)


Green one is the going way, pink one return way. You will understand why we go out of way for a while after Yatagan.
Yeşil olan gidiş yolumuz, pembe olan dönüş. Yazının ilerleyen bölümlerinde neden Yatağan'dan sonra bir süreliğine yoldan çıktığımızı anlayacaksınız.


09:00 in the morning, my horse is near to ready.
Saat sabah 09:00, atım nerdeyse hazır.
Teoman came on time that we had planned.
Teoman tam planladığımız saatte geldi.

Simit (savory roll covered with sesame seed)office. We bought simit for breakfast.
Simit merkezi, kahvaltı için simitleri aldık.

Perfect four for breakfast. Tea, simit, cheese and good view.
Kahvaltı için muhteşem dörtlü hazır. Çay, simit, peynir ve fonda Muğla manzarası.
You can see Kotekli on this picture (a little bit far). This village get bigger after establishment of the Mugla University.
Bu resimde (biraz uzakta) Kötekli'yi görebilirsiniz. Üniversite kurulduktan sonra burası oldukça büyüdü.
Now we are full, it's time to ride...
Karınlarımız doydu, şimdi biraz yol yapalım...

This picture before Goktepe. Petrol station but no one around, I think if you need petrol you have to find owner first than you can buy.
Bu resim Göktepe'den önce bir yerde çekildi. Petrol istasyonu ama kimse yok. Sanırım petrol ihtiyacı olanlar sahibini arıyor (bu civarda herkes birbirini tanıyordur) ondan sonra benzinini alıyor.

After Yilanli, road was completely bitumen so you can see the effect on picture.
Yılanlı'dan sonra yolda asfalt çalışması vardı, daha doğrusu zift dökülmüş ve yağmurun etkisiyle zift ve çamur karışmış, sonuç olarak bizde bu muhteşem karışıma bulandık.
After Goktepe it's gravel road for 13 km until Dokuzcam.
Göktepe'den sonra Dokuzçam'a kadar toprak yol var, yaklaşık 13 km. Yola bakıyorsunuz toprak yol, yer yer yoğmur sularından göçmüş, bi de tabelaya bakıyorsunuz sanki yol Kavaklıdere'ye kadar otoban :) Böyle bir yola böyle bir tabela ilginç olmuş. Bu tip yollarda genelde beyaz üstüne siyah yazılı küçük bir tabela olur.
A view from the road. This is the best part. Most of the road fell down because of the rain so you have to be careful.
Yoldan bir görüntü. Bu iyi olan kısmı, yolun büyük kısmında yağmurdan kaynaklı dere yolları ve göçmeler oluşmuş. Biraz fazla abartılı bir anlatım oldu sanırım, kısacası, gidilmeyecek yol değil ama dikkatli olmak lazım.
Teo can go faster than me on this road. No no, his motorcycle is not for off road, it's Hyosung GT 250 naked.
Teo bu yollarda bana göre çok daha hızlı gidebiliyor. Bu arada motoru Hyosung GT 250 naked, yani cadde motoru, sanırım hafif motor ve yere yakın olmanın avantajını kullanıyor.

A break near Yerkupe Cave. There is big green area for picnic around this cave.
Yerküpe mağarasında mola. Burda piknik yapmak ve yağlı güreş müsabakaları için geniş yeşil alanlar var.
Dimensions of the Yerkupe Cave.
Yerküpe mağarasının vücut ölçüleri :))
It's locked so we just look from outside.
Sanırım sezon olmadığı için kapı kilitli, o yüzden dışarıdan baktık gerçi karanlıktan bişey göremedik ama.
Beatiful place for picnic but summer is better time for this.
Buralara kadar gelip bir soğuk suyunu içmeden devam edilir mi yola. Suyumuzu içtik çevreye baktık sincapları gördük (gerçi Teo göremedi sadece ben gördüm) artık yola devam.
We choose the way that's going outside of the Kavaklıdere, a view of the Kavaklıdere from this way.
Kavaklıdere'nin dışından giden yolu tercih ediyoruz, bu yoldan bir Kavaklıdere fotosu.
After Kavaklıdere we decided to go to Bodrum to see Andaç. Petrol break on Bodrum road.
Kavaklıdere'den sonra Bodrum'a gidip Andaç'ı görelim diyoruz. Tabi onda bir de emanetimiz var onu alıcaz. Bodrum yolunda benzin molası.

Bodrum Oasis, we met with Andaç. We asked for the price of cleaning bitumen, it's 25 TL so we said thank you, it's normal because you are in Bodrum.
Bodrum Oasis, Andaç'la buluştuk. Burda yıkamacıya ziftleri kaça temizlersin diye sorduk 25 TL dedi, biz de tabi ki yıkatmadık. Bodrum fiyatı biraz tuzlu geldi.

Andaç bought this BMW about 2 or 3 weeks ago. it's BMW F650 GS 2001, I like it.
Andaç 2-3 hafta önce resimdeki motoru aldı. Bu bir 2001 model BMW F 650 GS, ben beğendim.
Lunch time. We ate toast here than we go somewhere else for sweets.
Öğle yemeği zamanı, önce burda tostlarımızı yedik daha sonra "Tatlı Kaşığı" denen bir yerde tatlılarımızı yedik. Söylemek istediğim adamlar tatlı kaşığı diye bir yer açmış, bu da demek ki tatlı ağırlıklı bir yer ama ellerinde sadece 4-5 çeşit tatlı var. Muğla'da herhangi bir pastaneye gidin daha çok tatlı çeşidiyle karşılaşırsınız. Fiyatlar tabi ki Bodrum fiyatı, Kazandibi 5 TL eğer üstüne dondurma koydurursanız 8 TL, Ajda bardakta (Ajda bardağın ne olduğunu bilmiyorsanız lütfen bu linki tıklayınız http://sozluk.sourtimes.org/?t=ajda+barda%C4%9F%C4%B1) çay içmek isterseniz onun fiyatı 2 TL.
While we were coming back from the Bodrum, we saw the police speed trap after Yatağan. My speed was about 90, we didn't know even it catched us. For being catched risk we came to Muğla from village roads not from main road.
Şimdi gelelim gezinin olayına. Yatağan'ı geçtikten sonra Teo önde ben arkada gidiyoruz, hızımız 90 civarında. Tam Bozarmut'a gelirken sağda radarı farkettik, frene asıldık ama sanırım geç kaldık, radarın içinde oturan polis bana sırıtıyordu çünkü. Ülkemizde motorsikletler için hız sınırı 70 bunu geçerseniz ceza 105 TL eğer %30 unu geçerseniz yani hızınız 92 veya daha üzeri ise ceza 237 TL. Durum böyle olunca bizde yoldan çıktık, Bozarmut'tan Bozöyük yoluna saptık ordan Belen Kahvesine devam ettik, Belen Kahvesinden yola çıktık gidiyorduk bir baktık polis amcalar Bayır girişinde bekliyor. Onları görünce Teoman hemen sağdaki evler için Kazan yapıp satan mekana daldı, bende biraz gerisindeydim sağda çiçek satan mekana girdim. Motoru durdurdum tabi mekanın sahibi geldi, adama bir şey diyemedim mecbur başladım çiçeklerin, fidanların fiyatını sormaya. Sonra Teoman'ı aradım ne yapıyorsun diye cevabı şu oldu "yoldan geçerken burda kazan imal eden güzel bir mekan gördüm onlara bakıyorum". Daha sonra Kazan satan yer yürüme mesafesinde olduğu için motoru bırakıp yürüyerek Teoman'ın yanına gittim, bizim ki kendini fazla kaptırmış otomatik kazan için fiyat pazarlığı yapıyordu :)) Sonra ordan çıktık tekrar Belen Kahvesi yoluna girip ordan Kafaca tarafına gittik, yolda bir kömür madeninin içinden geçtik, hatta bir bölümünde biz geçerken resimde arkamızda görünenler gibi kamyonlar çalışıyordu, biz de onların arasından geçiyorduk. Yol, resimde görüldüğü gibi geniş, çamur ve taş karışımı.


While we were going village ways, we made discovery of an old city, here is the first photo :)))
Köy yollarından giderken antik bir şehrin kalıntılarını keşfettik, bu yayınlanmış ilk fotoğrafı :)))
Suddenly we saw the Black Guardians of the old city, I took out my sword and ride my horse...
Birden bu eski şehrin siyah gardiyanları çıktı karşımıza, kılıcımı çektim ve atımı üzerlerine sürdüm...
While I was doing all this Teo watched the war behind of me because he think that Black Guardians has dog and he beware of dogs :)))
Ben bütün bu savaşın içindeyken Teoman uzaktan izlemeyi tercih etti. Büyük ihtimal siyah gardiyanların köpekleri olabileceğini düşündü ve bu yüzden uzakta kalmayı tercih etti :))


Whatever I'm at home and my horse needs to be cleaning because of the Black Guardians blood. Black Guardians has black blood like bitumen :) I paid this man 5 TL and 4 TL for gas oil to clean bitumen sorry blood.
Herneyse artık evdeyim. Bu adama 5 TL, mazot içinde 4 TL toplam 9 TL, ziftleri pardon kanları temizlemesi için ödedim.
Before cleaning...
Temizlikten önce...
There is no "after cleaning picture" , sorry for that, see you next time...
Kusura bakmayın elimde "temizlikten sonra" fotoğrafı yok, gelecek sefere görüşmek üzere...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Slm Ben Teo. Müthiş Kanuni'nin sahibi.
Radardan geçiş hızım 120 civarıydı. Siz siz olun hız yapın. Yoksa yakalanırsınız.
Köpeklerden ödüm patlar. Kanuni'nin en kötü tarafı köpeklere karşı etkisiz.
Barış'la gezmek çok zevkli.
Çok kafa dengi bir motorcu her zaman planları kırabiliyor.