30 Ekim 2009
* 29 October 2009 trip... (29 Ekim Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun...)
Güzergah bu şekilde, numaralardan hangi fotoğraf nerede çekilmiş bakabilirsiniz..
Road is this, I will write the picture number below it according to this map.
No : 1, Buluşma yeri Akçapınar tostçusu, ağaçlı yolun sonundaki köyün içinde.
Number :1, meeting point Akçapınar toasted sandwich center :), after Marmaris junction, end of the woody road.
Kahvaltıda tostumuzu yedikten sonra biraz yolluk almak için bir sonraki köy olan Gökçe'de mola veriyoruz.
A break for buying water, biscuit etc.
Sedir adası yol ayrımından bir sonraki sapaktan sağa doğru yoldan çıkıyoruz. Teoman peşimde takipte...
Follow me Teo, Follow me...
No : 2, İlk mola yerimiz Karacasöğüt. Ben buraya daha önce Ayın koyuna giderken gelmiştim, bakınız... (Africa Twin Ayın Koyu'nda)
Number: 2, First place is Karacasogut, I have been here 4 months ago, for more... (click here)
Yoldan bir görüntü. Adam konteynerden ev yapmış, güneş enerjisi, uydu anteni v.s. herşey tam.
Firstly it looks like poor but if you look carefully you'll see solar energy, satellite system etc. , it is enough for living in summertime :))
No:3, Burası da Okluk Koyu ya da diğer bilinen adıyla İngliz Limanı. Bu gördüğünüz tekne Deniztemiz derneğine ait, sanırım koylarda demirleyen teknelerin denizi kirletip kirletmediklerini kontrol ediyorlar.
Number: 3, Okluk Bay.(This bay has two name, British Harbour is the second one)
Okluk koyundan başka bir enstantane.
Another view from Okluk Bay.
Okluk koyundan sonra Ayın koyuna doğru yöneliyoruz.
After Okluk Bay, we are on the way of the Ayin Bay.
Burdan sonra yol toprak oluyor.
After this crossroad, the dirt road starts.
Ayın Koyunun yakınına kadar yol bu şekilde gayet güzel, toprak otoban gibi.
First kilometres is good as you can see on picture.
Biz son sapaktan Ayın koyuna sapmayıp Kargılı tarafına devam ediyoruz. Fotoğrafın üstüne tıklayıp büyütürseniz karşı tarafta Ören termik santralinin bacasını ve Ören'i görebilirsiniz.
The other side is Ören. You can click here for Ören
Burdan sonra yol oldukça bozuluyor, zıplaya zıplaya devam ediyoruz.
The road is very bad.
No: 8, Her sapak bir seçimdir. Biz Kargılı'yı seçiyoruz.
Number :8, Kargılı turn...
Seçmesek iyi olacakmış :))
Let's play in mud :))
No:4, Kargılı olduğunu düşündüğümüz koya giriyoruz ama yanılmışız, biraz önce yanından geçtiğimiz yermiş. Buranın adının Tuzla olduğunu öğreniyoruz ordaki bir balıkçıdan. Teoman motoru denize kadar sokuyor.
Number :4, We thought that this bay is Kargılı but we're wrong, here is Tuzla Bay.
O denize kadar girerde ben giremezmiyim. Girmek sorun değil de sonra çıkarken biraz zorlandım yumuşak zeminden dolayı...
Africa Twin will swim...
Bu fotoğrafı özellikle büyütmenizi istiyorum. Yolun kenarında emniyet duvarı gibi görünen mavi çizgi, arı kovanları. Yaklaşık 400-500 metre yolun kenarına dizilmiş ve bizde onların önünden geçtik. Eğer bir düşseydik sonumuz pek parlak olmazdı.
The blue line on the picture is beehives. İt's about 400-500 meter near the road and we're coming from that road...
Biraz önce sahiline kadar girdiğimiz koyun yukarıdan görüntüsü.
Tuzla Bay from the hill.
Burdan sonra gene yön duygumuzu kaybediyoruz ve ne tarafa gittiğimizi kestiremiyoruz. Yolda oldukça bozuluyor.
We're lost again...
Sapaklarda mola verip ne tarafa gideceğimize karar veriyoruz. Bu resim çekilirken Teo'nun motoru yumuşak zeminden dolayı yan yatmaya başlamıştı (o an farketmedim). Çekildikten hemen sonrada motor yavaşça kendini yere bıraktı.
Every turn we stopped and decided to choose one of it. After this picture Hyosung fell down because of the soft ground.
Her taraf dağ, tepe birini aşıyoruz diğeri çıkıyor karşımıza. Bu yarımada ne kadar büyükmüş!!!
Where are we and what are we doing here!!!
No: 6, Burda mola verdiğimizde aşağıda yolun ikiye ayrıldığını görüyoruz. Ben bu noktada üstün yön bulma özelliklerimi kullanarak sola gideceğimize karar veriyorum, sola doğru giderek tahminim Marmaris girişine yakın bir yerlere çıkacaktık.
Number :6, After this break we decided to choose left one on every turnout.
No: 5, Nereye çıktık tahmin edin. Meğer bir tur atıp gelmişiz. Teo'nun elma yediği, karşıda Ören'in göründüğü fotoğraftaki yerin hemen 20 metre üst tarafına çıktık.
Number:5, Guess where we are. Check the map with number 5 you'll see...
No : 7, Marmaris, İçmeler. Yorulmuşuz. Burda biraz dinlenip dönüş yoluna geçiyoruz. (anayoldan).
Number:7, We're tired, this our last break, İçmeler, Marmaris.
Sakartepe'den Gökova körfezi...
Gokova gulf from Sakartepe...
27 Ekim 2009
* Can Babaya selamlar...
GİTMEK...
Bugünlerde herkes gitmek istiyor.
Küçük bir sahil kasabasına,
Bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara...
Hayatından memnun olan yok.
Kiminle konuşsam aynı şey...
Herşeyi, herkesi bırakıp gitme isteği.
Öyle "yanına almak istediği üç şey " falan yok.
Bir kendisi.
Bu yeter zaten.
Herşeyi, herkesi götürdün demektir.
Keşke kendini bırakıp gidebilse insan.
Ama olmuyor.
Hadi kendimize razıyız diyelim, öteki de olmuyor.
Yani herşeyi yüzüstü bırakmak göze alınmıyor.
Böyle gidiyoruz işte.
Bir yanımız "kalk gidelim",
öbür yanımız "otur" diyor.
"Otur" diyen kazanıyor.
O yan kalabalık zira...
İş, güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile,
Güvende olma duygusu...
En kötüsü alışkanlık.
Alışkanlığın verdiği rahatlık,
Monotonluğun doğurduğu bıkkınlığı yeniyor.
Kalıyoruz...
Kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz.
Evlenmeler...
Bir çocuk daha doğurmalar...
Borçlara girmeler...
İşi büyütmeler...
Bir köpek bile bizi uçmaktan alıkoyabiliyor.
Misal ben...
Kapıdaki Rex'i bırakıp gidemiyorum.
Değil bu şehirden gitmek,
İki sokak öteye taşınamıyorum.
Alıp götürsem gelmez ki...
Bütün sokağın köpeği olduğunun farkında,
Herkes onu, o herkesi seviyor.
Hangi birimizle gitsin?
"Sırtında yumurta küfesi olmak" diye bir deyim vardır;
Evet, sırtımızda yumurta küfesi var hepimizin,
Kendi imlatımız küfeler.
Ama eğreti de yaşanmaz ki bu dünyada.
Ölüm var zira.
Ölüme inat tutunmak lazım,
İnadına kök salmak lazım.
Var tabii yapanlar, ama az.
Sadece kaymak tabakası.
Hepimiz kaçabilsek...
Bütçe, zaman, keyif... Denk olsa.
Gün içinde mesela...
Küçücük gitmeler yapabilsek.
Sabah 9, akşam 18
Sonra başka mecburiyetler
Sıkışıp kaldık.
Sırf yeme, içme, barımanın bedeli
Bu kadar ağır olmamalı.
Bir ömür karşılığı, bir ömür yani.
Ne saçma...
Bahar mıdır bizi bu hale getiren?
Galiba.
Her bahar gitmek isterim.
Gittiğim olmadı hiç,
Ama olsun... İstemek de güzel.
19 Ekim 2009
* Motocross & Africa Twin in Fethiye 16-18 October... (Africa Twin ve Motokros Fethiye'de 16-18 Ekim...)
Cumartesi sabah saat 10:00 hava basıncı vs. tüm kontroller tamam yola çıkmaya hazırız.
Saturday morning 10:00 o'clock in the morning . I checked everything tyre pressure etc. we're ready to go.
Olmaz denen şey oldu ve Africa Twin yolda kaldı. Ortaca'da Teoman'a uğrayacaktım, kontağı kapattım sonra tekrar çalıştırmak için bastım, çalışmıyor. Aslında yolda kaldım sayılmaz, taktım ikinci vitese ve Teoman'ında desteğiyle çalıştırdım. Hiç durmadan istikamet Fethiye Honda servisi Kıvrak Motor.
When I came to Ortaca, I stopped my bike. Than I want to start it but it doesn't work. So we used old methods.
Sorun aküymüş, ee tabi 7 yıl sonunda akünün değişmesi lazım. Osman Usta sağolsun çok yardımcı oldu, ellerinde uygun akü yoktu ama ara kablolarla falan akünün birini uydurdu. Sorun geçici olarak çözüldü.
The problem was battery, after 7 years it died completely. The man on the picture is Osman, he's very helpful. We couldn't find the original battery so he fixed the problem temporarily with another battery.
Akü sorunundan dolayı yarışların ilk gününü tamamen kaçırdım. Ben gittiğimde Bayram'lar dönüyordu.
Because of the battery problem I missed the first day of the races.
İkinci gün erkenden festival alanına geldim. Park yerinde motoruma bir kardeş buldum, ve hemen kardeşinin yan tarafına park ettim.
Second day. I came early in the morning and I parked near another Africa Twin.
Kardeş Africa Twin 2002 model, Marmaris'den...
The other one is 2002 model and from Marmaris...
Bizim ekip festival tişörtlerinden alıp hemen moda girmiş.
My friends got the t-shirts of the festival and they're ready to watch the races.
Yurdum insanı festival olduğunu duyunca hemen kilimi ve çekirdeğini kapmış gelmiş...
A viewers...
Burası konser alanı dün akşam Teoman'ın konseri vardı, bu akşam konser olmadığı için sahneyi sökme işlemleri ile uğraşıyorlar.
Concert area, there was a concert of Teoman last night. (for "who is Teoman" click : http://www.teoman.com.tr/
Burasıda hemen konser alanının yanındaki yeme-içme alanı. Arkada da otopark gözüküyor, otoparkda çok fazla araba vardı, motordan çok araba gelmiş festivale.
Here is the food & beverage area. You can see the parking area over there, there's lots of cars more than motorcycle.
Ormanın içinde ısınma turlarına başladılar.
They started to training tours in the forest.
Yarış alanından ve yarıştan fotolar...
And here is the pictures...
Here is the little racers.
Yanılmıyorsam bu arkadaş ikinci oldu.
If I'm not mistaken he is the secondary.
Aynı arkadaş havada uçarken, yarış sırasında :)
Same person while he is flying :)
The green one is Kunter Kuscu.
Kunter Kuscu. He fell down twice but he finished the race as a 4 or 5.
Birinci olan kişi buydu sanırım...
He is the champion...
Kırmızı şapkalı Süleyman Memnun, orda konuşulanlardan anladığım kadarıyla.
The man with red hat is Suleyman Memnun, the president of the Motorcycle federacy.
Before the second race.
Gerçekten tozu dumana kattılar :)
Some motorcycles out because of faults...
And a view from return way, Katranci Bay, The smoking place of David & Linda...
Dönüş yolunda dört motosikletlinin peşine takıldım, bir müddet onlarla sürdüm. Sırtlarında Kuşadası Motosiklet Kulübü yazıyordu burdan onlara selamlar... (onları görmek için resmin üzerine tıklayıp büyütmeniz gerekiyor)
I saw four motorcycle and I rode for a while with them.
Elimde daha videolar ve fotolar var, ilk vakit bulduğumda onları bir video haline getirip burdan yayınlayacağım.
I have more pictures and video I will publish them later as a one video.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)